AKP MKYK üyesi Metin Külünk, toplumsal medya hesabından iktisada ait paylaşımlarda bulundu. İktisat idaresine tenkitlerde bulunan Külünk, “Türkiye’de en az kazanan ile en çok kazanan ortasındaki fark 23 kattır. En üstteki yüzde 10’luk kesim toplam servetin yüzde 67’sine sahipken, en alttaki yüzde 50’lik nüfus toplam servetin yalnızca yüzde 4’üne sahiptir. Sanki iktisat idaresi bu tabloyu okuyor mu? Bürokratlar bu tablodan haberdar mı?” diye sordu.
‘TEKNOKRATİK AKLI SORGULAMALIYIZ’
Külünk, “Omurga ne kadar sağlam ve sağlıklıysa vücut de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Omurgayı ihmal eden teknokratik aklı sorgulamak ve ülkenin kredi kaynaklarını dar ve orta gelir kümesine kanalize edecek düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz” dedi.
‘ACABA İKTİSAT İDARESİ BU TABLOYU OKUYOR MU?’
Külünk paylaşımında şu sözleri kullandı:
“Kalkınma göstergelerinin en değerlileri halkın memnunluğu ve refah düzeyidir. Bilhassa dar gelir kümesi ve orta sınıfın refahı iktisat idaresinde temele oturtulmalıdır. İktisat bürokratlarının ne hikmetse ilgisini çekmeyen bu alana ivedilikle dokunulmalıdır.
Türkiye’de en az kazanan ile en çok kazanan ortasındaki fark 23 kattır. En doruktaki yüzde 10’luk nüfus toplam gelirin yaklaşık yüzde 55’ine sahipken, en alt yüzde 50’lik nüfusun toplam gelirden aldığı hisse yüzde 12’lerdedir.
En üstteki yüzde 10’luk kesim toplam servetin yüzde 67’sine sahipken, en alttaki yüzde 50’lik nüfus toplam servetin yalnızca yüzde 4’üne sahiptir. Sanki iktisat idaresi bu tabloyu okuyor mu? Bürokratlar bu tablodan haberdar mı?
Sürekli büyüme sayısı açıklayarak sokağın gönlünü almak mümkün mü? Zira sokağa indiğinizde büyümeyi hissedenlerin birçoklarının yüzde 10’luk dilime sahip kesim olduğunu görüyoruz. Mevcut siyaset ve tercihler alt ve orta gelir kümesinden daha çok yüzde 10’u keyifli ediyor.
Burada dikkat. 15 Temmuz’da sokağa inenlerden kaç tanesi yüzde 10’luk kümedeydi? Ak Parti iktidarlarını 20 yıl boyunca omuzunda taşıyan daha çok hangi gruplardı? Büyüme sayıları açıklandığında sokak neden reaksiyonlu?
Kamu bankaları hemen asli görevlerine odaklanmalıdır. Esnaf, sanatkar, KOBİ, çiftçi, öğrenci, personel, memur üzere kısımların muhtaçlıkları için kurulmuş olan Kamu bankaları ulusal kaynakları millet lehine kullandırmalıdır. İnşaat kesimine kaynak transferi minimize edilmelidir.
Betona gömülen paradan vatandaşa bir hisse düşmüyor. Yüzde 10’luk kısma verilen krediler yüzde 50’lik bölümün refahını artırmıyor. Dar bir seçkin kesim servetine servet katıyor. Bu tertibi baştan aşağı değiştirmek zorundayız. Sokağı duymayan, sokağı görmeyen teknokrat akıl sorgulanmalıdır.
2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan iktisatta kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye’nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz.
Odak noktası halkın sofrası ve geçimi olacak bir politikayı benimsemek ve geç olmadan ivedilikle bunu duyurmak ve uygulamak mecburiyetindeyiz. Unutmayın seçkin bölümler her evrede yolunu bulur. Lakin tabanın büyük kısmını oluşturan dar ve orta gelir kümesi Türkiyemizin Sayın CB’mızın Liderliğinde verdiği büyük gayretin omurgasıdır. 15 Temmuz mitinglerinde bu omurga dimdik ayakta seçkinler ise perde gerilerinde idiler
Omurga ne kadar sağlam ve sağlıklıysa vücut de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Omurgayı ihmal eden teknokratik aklı sorgulamak ve ülkenin kredi kaynaklarını dar ve orta gelir kümesine kanalize edecek düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz.”
