Özel Kesim Öğretmenleri Sendikası’nın 30 Ağustos’ta Ankara yapmak isteği basın açıklamasına polis müdahale etti. Müdahale sırasında bir emniyet müdürünün öğretmen Betül Koca’ya bağırıp elle müdahale ederek “Alın bunu” demesi kamuoyunun ve siyasalların reaksiyonunu çekti.
“BU EFELİĞİ AFFETMEYECEĞİZ”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıdaroğlu, toplumsal medyada hesabında, “Öğretmenlere gaz mı sıktınız, o denli mi? Öğretmenlere şiddet uyguladınız, o denli mi? Öğretmenlere… ‘Al bunu diyen’ o kişi, beni beklesin. Öğretmene yapılan bu efeliği affetmeyeceğiz” paylaşımı yaptı. Kılıçdaroğlu’nun bu paylaşımına cevap veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Betül Koca’nın HDP pankartı önünde çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı.
Polisin müdahalesine uğrayan Öğretmen Betül Koca, olay günü ve sonrasında yaşananları anlattı. Emniyet müdürünün köşede dururken yanına gelerek kendisine bağırmaya başladığını söyleyen Koca, “Bana bağırmaya başladı ve sonrasında ‘Bana bağırma’ diye bağırmaya başladı. Ben de kendisine ‘Siz bağırıyorsunuz’ dedim ve o da ‘Alın bunu’ dedi. Bu biçimde gözaltına alındım. Bu durum beni de şok etti. Büsbütün haksız bir gözaltıydı. Bir gaye seçilme hali var. Bayan ve öğretmen olarak inançta olmadığımı gösteriyor, bu hususta tasalar güdüyorum” diye konuştu.
“BEŞ DAKİKA AYKIRI KELEPÇEDE TUTTULAR”
Koca, gözaltına alınırken polislerin kendisine “Sen misin öğretmen” dediğini aktararak o anları şöyle anlattı:
“Ters kelepçe taktılar. Arkadaşlarımıza, ‘Eğer telefonlarınızı vermezseniz Betül’ün kelepçesini çıkartmayacağız’ dediler. Telefonu hiçbir formda, gözaltı sürecinde tutanak tutmadan alamazlar. Bu formda bir gaspa uğradık ve tehdide maruz kaldık. Gözaltı esnasında araçta sıcak havaya maruz bıraktılar. Arkadaşlarımız sıhhat sorunu yaşadı. Ben, direk acile gönderildim, bedenim çok yandığı için kabarmaya başladı. Beş dakika zıt kelepçede tuttular, kolum morarmaya başlayınca çıkardılar. Arkadaşlarımız da telefonlarını vermek zorunda kaldı. Yani buna zorlandık.”Süleyman Soylu’nun paylaşımı
“MANİPÜLE EDECEK BİR ŞEY ARIYORLAR”
Koca, Bakan Soylu’nun paylaştığı fotoğrafın kendisinin özel fotoğrafı olduğunu ve toplumsal medyasından alındığını kaydederek şunları söyledi:
“Ben, çok çarçabuk olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler güçlü bir duruş gösterdiler. Çok da gündeme oturduk. Bu süreçte bir maksat göstermeye çalıştılar. Malum, Boğaziçi’nde LGBTİ’ler oldu ya da birçok tepkisellikte bunu provoke edecek, manipüle edecek bir şey bulmaya çalışıyorlar. Burada da çok ivedilikle davranılmış, toplumsal medyamdan bir fotoğraf alınmış ve paylaşılmış. Bu çok üzücü. Neden üzücü? Daha hukuku bilen, daha eğitim siyasetlerine hakim bir İçişleri Bakanı olmasını tercih ederdik. Lakin ne yazık ki burada, ‘Doğrudan bir amaç bulalım, bunu da seçim materyali yapalım’ üzere yaklaşılmış. Fakat kamuoyu artık bunu doğal ki dikkate almadı. Öğretmenlerin yanında durdu. Bu, bana ve şahsıma yapılmış bir saygısızlık değil, bu ülkedeki bütün öğretmenlere yapılmış saygısızlıktır.”
“MUHALİF OLAN HERKES GAYE HALİNDE”
“Fişlenecek durumum olduğunu düşünmüyorum, yaptıklarım Anayasa’ya ters değil” diyen Koca, Bakan Soylu’nun öğretmenlerin demokratik haklarını kullanmasını cürüm üzere göstermeye çalıştığını savundu. Koca, “Muhalif olan ve onaylanmayan herkes bugün amaç halinde” dedi.
Koca, Bakan Soylu hakkında sendika olarak hata duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Bir can güvenliğim yok. Devlet erkânı tarafından, malum ki gaye haline getirildim. Buna dair bir cürüm işliyor. Benim öğrencilerim, velilerim var. Onlarla bağımın koparılmasına yönelik bir şey bu. Bizler, işini severek yapan, aşkla istekli yapan öğretmenleriz. Ne olursa olsun mesleğimizden vazgeçmeyeceğiz. Bu yapılan, bu ülkenin geleceğine vurulmuş bir darbe” diye konuştu.
“TABAN MAAŞ HAKKIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Koca, Kılıçdaroğlu’nun öğretmenlere sahip çıkmasından mutlu olduklarını, lakin bunun paylaşımla kalmaması gerektiğini lisana getirerek şunları söyledi:
“Evet, bir umut oldu ancak bunun siyasalların gölgesinin altında kalmaması gerekiyor. Kılıçdaroğlu’na düşen ana vazife; bir an önce Meclis’te taleplerimizi tartıştırıp yasal hakkımızın Meclis’ten geçmesini istiyoruz. Taban maaş hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Zira birçok arkadaşımız minimum fiyat altında çalışıyor. Taban fiyat üzere gösterip elden para alan kurumlar var. Bunları da teşhir ediyoruz. Bunlarla da gayret ediyoruz.”
