İsrail askerlerinin öldürdüğü Filistin asıllı ABD vatandaşı gazeteci Sevecen Ebu Akile’nin ailesi, ABD idaresinin gazetecinin öldürülmesi konusunda “İsrail’in telaffuzunu benimsediği” için hayal kırıklığına uğramış hissediyor.
Al Jazeera’nın tecrübeli muhabiri Ebu Akile’nin (51) 11 Mayıs’ta işgal altındaki Batı Şeria’da vazifesini yaptığı sırada İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurularak öldürülmesinin yankıları sürüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Ebu Akile’nin vefatına neden olan kurşuna yönelik başlattığı isimli incelemenin sonuçlarına ait 4 Temmuz’da yaptığı yazılı açıklamada, “Ebu Akile’nin muhtemelen İsrail güçlerince vurulduğu” sonucuna varıldığını, “ancak kurşunun kaynağının tespit edilemediğini” ileri sürmüştü.
ABD‘nin, Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili olarak İsrail’i direkt suçlayıcı tabir kullanmaması İsrail’e rahat nefes aldırırken, Ebu Akile ailesi başta olmak üzere Filistin tarafında reaksiyonla karşılandı.
Ebu Akile’nin ailesi, 13-15 Temmuz’da İsrail ve Filistin’e gerçekleştireceği ziyarette ABD Lideri Joe Biden ile görüşmek istiyor.
AA muhabirine konuşan gazetecinin yeğeni Lina Ebu Akile, ABD’nin Sevimli Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili olarak yürüttüğü soruşturma, İsrail ziyaretinde Biden’dan beklentileri ve gazetecinin öldürülmesine ait verdikleri çabayı anlattı.
“ABD, İSRAİL’İN TELAFFUZUNU BENİMSEDİ”
ABD‘nin soruşturmasında İsrail’i direkt sorumlu tutmaktan kaçınmasını eleştiren yeğen Ebu Akile, bunun bir “soruşturma değil açıklamadan ibaret” olduğunu söyledi.
Ebu Akile, Biden idaresinin soruşturma sonucunu öğrendikten sonraki hislerine ait, “Hayal kırıklığına uğramış hissediyoruz, ihmal edilmiş hissediyoruz. (ABD yönetiminin) Adaleti sağlama ve İsrail’i sorumlu tutma vazifelerini yerine getirdiklerini düşünmüyoruz.” diye konuştu.
Öldürülen Filistinli gazetecinin yeğeni şöyle devam etti:
“Öncelikle şunu belirtmekte yarar var ki bu yürüttükleri bir soruşturma değildi. Bu lakin İsrail’in daha evvel yaptığı soruşturmaları özetleyen bir açıklamadan ibaretti. Soruşturma olsaydı, tıpkı The New York Times, Washington Post, Associated Press, Bellingcat ve tüm saygın haber kuruluşlarının yayınladığı üzere detaylı ve kapsamlı bir rapor görürdük. Bu açıklama bizim için bir hayal kırıklığı oldu. ABD, İsrail’in telaffuzunu benimsedi.”
Şirin Ebu Akile’nin ABD vatandaşı olduğuna dikkati çeken Lina, buna karşın ABD idaresinin soruşturma süreci boyunca kendilerine bilgi sağlamadığını ve danışmadığını vurguladı.
AİLE, ABD İDARESİNİN SORUŞTURMASINI BASINDAN ÖĞRENDİ
“Maalesef bilgilendirilmedik, tüm soruşturma boyunca bunun yürütüldüğünü bile bilmiyorduk.” diye konuşan Lina Ebu Akile, halasını öldüren kurşunun Filistin idaresi tarafından ABD’ye verildiğini ve ABD’nin yayınlayacağı açıklamaları basından öğrendiklerine dikkati çekti.
Öldürülen vatandaşına karşı sorumluluğunu yerine getirmesi için ABD idaresine davet yapan yeğen Ebu Akile, şunları kaydetti:
“Yani tam aksine, onlara ulaşıp ne olduğunu soran biz olduk zira bilgiye muhtaçlığımız vardı. Ancak evvelce bize hiçbir bilgi verilmedi. Haberleri okuyunca şaşırdık; bize danışılmaması ve bilgilendirilmememize şaşırdık. Bu yüzden büyük hayal kırıklığına uğradık. Tatlı’nın ABD vatandaşı olduğunu, bizim yaslı bir aile olduğumuzu düşünürsek, bundan sonraki adımların ne olacağını bilmek hakkımızdı. Bunların hiçbiri bize haber verilmedi.
ABD insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğü hakkında vaaz vermeye devam ediyor. Lakin bu pahaların öbür ülkelerde olduğu üzere desteklenmesi gerekiyor. Birebir pahaları burada (Filistin’de) yaşayan kendi vatandaşlarına da uygulamalılar. ABD vatandaşı olan Tatlı’ya karşı vazife ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri için hesap sorma davetinde bulunmaya devam ediyoruz.”
“ABD LİDERİ BİZİMLE OTURUP BİZİ DİNLEMELİ”
Lina Ebu Akile, bu hafta İsrail’e yapacağı ziyarette ABD Lideri Joe Biden ile görüşmek için kendisine davet yaptıklarını hatırlattı.
“Başkan Biden’ın ziyareti yaklaşırken, onunla görüşme fırsatımız olacağını umuyoruz.” diyen acılı yeğen, “ABD Lideri, yas tutan bir aile olarak bizimle oturup bizi dinlemeli; bağımsız ve şeffaf soruşturma için bundan sonra ne yapmayı planladıklarını ondan duymamız ve anlamamız için bu fırsatı bize tanımalıdır.” tabirlerini kullandı.
Ebu Akile, aile olarak bundan sonraki süreçte, “adaletin sağlanması ve hesap sorulması davetlerine devam edeceklerini ve bunu sağlamak için ellerindeki tüm fırsatları kıymetlendirerek gerekli her kapıyı çalacaklarını” vurguladı.
ULUSLARARASI MEDYANIN GAZETECİ CİNAYETİNİ “ÖLÜM” OLARAK AKTARMASI
Şirin Ebu Akile’nin, misyonu sırasında kurşunlara amaç olarak “öldürüldüğü” birinci günden itibaren görüntü kayıtları, şahit sözleri ve resmi açıklamalar ile sabitti.
Dünyanın önde gelen medya kuruluşlarından kimileri, emsal olaylarda sergiledikleri yayın siyasetini tekrar ederek, failin varlığına işaret etmeden, “Filistinli gazeteci öldü” halinde manşetler kullandı.
Şirin’in yeğeni Lina, memleketler arası medyanın, “İsrail’in sahip olduğu dokunulmazlıkta büyük rol oynadığı” yorumunda bulundu.
Lina Ebu Akile, bu mevzuya dair şunları aktardı:
“İsrail’in hatalarını örtbas etmeye devam ediyorlar. Başlangıçta birçok haber kaynağı Şirin’in işini yaparken ‘öldüğünü’ sav etti ve kullandıkları terminolojiyle İsrail’in telaffuzunu benimsemeye devam ettiler.
Bununla birlikte, The Washington Post, The New York Times üzere büyük medya kurumlarının Şirin’in gerçekte nasıl öldürüldüğünü ve İsrail askerlerinin onu nasıl gaye aldığını göstermek için soruşturma raporları yayınladığını görmekten çok memnunduk ve minnettardık.”
FİLİSTİNLİ SİVİLLER AYRIM GÖZETİLMEKSİZİN AMAÇ ALINIYOR
Filistinli genç bayan, halasının vefatının, Filistinli sivilleri ayrım gözetmeksizin gaye alan İsrail’in daha geniş bir siyasetinin bir kesimi olduğuna işaret etti.
Yeğen Ebu Akile, “Pek çok Birleşmiş Milletler raporlarıyla da tekraren kanıtlandığı üzere İsrail, gazetecileri, savaşçı olmayanları, sıhhat görevlilerini ve sivilleri gaye almaktadır. Yani bu, gazetecileri maksat aldıkları, Tatlı’nın son 25 yıldır yaptığı üzere İsrail’in kabahatini ortaya çıkarmaya cüret eden herkesi maksat aldıkları daha geniş bir siyasetin modülüdür.” diye konuştu.
İsrail polisinin Tatlı Ebu Akile’nin cenazesindekilere yönelik büyük reaksiyon çeken şiddetine de değinen genç bayan, halasının vefatından sonra bile İsrail’in ihlallerini gözler önüne sermeye devam ettiğini şöyle kıymetlendirdi:
“Şirin’in davası Filistin’deki dramı haritada tekrar önümüze koydu. Hatta Cenin’de öldürüldüğünde de (naaşı) Kudüs’teki hastanedeyken İsrail güçlerinin cenazeye saldırmasıyla tekrar öldürüldüğünde de o hala haber aktarmaya devam ediyordu. Böylelikle Sevecen, suikastla öldürülmesi ve akabinde yaşananlar ile birlikte hala oradaydı ve İsrail’in kabahatlerini bildiriyor ve ortaya çıkarıyordu.”
ŞİRİN “KUDÜS’ÜN KIZIYDI”
Kudüslü bir Hristiyan olan Tatlı Ebu Akile’nin işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Beyt Hanina semtindeki aile konutunun girişi ona ilişkin fotoğraflarla donatılmış.
Salonun bir köşesinde, Filistinli gazetecinin Mescid-i Aksa önünde çekilmiş bir fotoğrafının bulunduğu tablo çiçeklerle çevrelenmiş ve üzerinde bir haç yer alıyor.
Yeğen Ebu Akile, röportaj yaptığı sırada gerisinde bulunan kara kalem portre ve altında yazan tabirlerin manasını ise şöyle açıkladı:
“Evet bu tablo bir Filistinli tarafından yapılmış bir portre ve altındaki yazıda, ‘Ene Bintu’l Kudüs’, yani ‘Ben Kudüs’ün kızıyım’ yazıyor. O nitekim öyleydi. Sevimli, Kudüs’ün kızıydı. 25 yıldan uzun müddettir televizyon ekranından tüm Filistinlilerin meskenlerine girdiği için Filistin’deki ve diasporadaki her Filistinlinin kızıydı.
Özellikle İkinci İntifada sırasında jenerasyonlar, Şirin’in sesini dinleyerek büyüdü. Yani evet, Sevecen Kudüs’ün kızıydı ve cenazesi bunun bir ispatıydı. Ülkenin dört bir yanından, farklı dini ve siyasi geçmişe sahip on binlerce Filistinlinin katıldığı cenazesi bunun bir deliliydi.”
AL JAZEERA MUHABİRİ EBU AKİLE’NİN ÖLDÜRÜLMESİ
Al Jazeera televizyonunun tecrübeli saha muhabiri Hoş Ebu Akile, 11 Mayıs’ta İsrail güçlerinin Batı Şeria’da bulunan Cenin kentindeki mülteci kampına düzenlediği baskını takip ettiği sırada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmüştü.
Ebu Akile’nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralanmıştı.
Gazeteci Ebu Akile’nin, misyonunu yaptığı sırada ve “basın” yazılı çelik yelek giydiği halde İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurularak öldürülmesi yansılara neden olmuştu.
Filistin Başsavcılığının yanı sıra çok sayıda milletlerarası kurumun soruşturma ve incelemelerinin vardığı sonucun tersine İsrail ordusu, Ebu Akile’nin öldürülmesinin sorumluluğunu kabul etmemişti.
