Şehit Yüzbaşı Ali Alkan Vakfı, Ankara’da Çankaya Belediyesi’ne ilişkin salonda İnanılmaz Hal Hukuku başlığıyla konferans düzenledi.
Konferansa katılan Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Lideri ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasında Kanun Kararında Kararnameler (KHK) ile ilgili bildiriler verdi.
“MHP O KADAR KELAM SAHİBİ Kİ…”
Arınç, KHK’lılara sırf AKP’yle değil, MHP’yle de temas kurmaları tavsiye etti ve şunları söyledi:
“Siyasette bugün Cumhur İttifakı kelam sahibiyse, amacınızda yalnızca AK Parti olmamalı. MHP ile ilgili neden bir çalışmanız yok? Sayın Bahçeli’ye, onun hukukçu olduğunu bildiğimiz yahut zannettiğimiz milletvekillerine neden ulaşmıyorsunuz? Onlar da kelam sahibi. O kadar kelam sahibi ki, iki sene evvel gerçekleştirilen bir kurallı tahliye düzeneğine istediklerini koydular, istemediklerini terör hatalısı ilan ettiler.”
MÜMTAZER TÜRKÖNE AYRINTISI
FETÖ’nün kapatılan yayın organı Vakit gazetesi muharriri Mümtazer Türköne, 5 Ağustos 2016’da cezaevine girdi.
10 yıl 6 ay mahpus cezası alan Türköne’ye MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli sahip çıkmış ve Türköne’nin yine yargılanmasını istedi.
Ardından, Yargıtay, Mümtazer Türköne’ye FETÖ üyeliği suçlamasıyla verilen ceza kararını bozarak tahliyesine hükmetti.
Türköne, 24 Eylül 2020’de tahliye edildi.
MHP’DEN YANIT
Bülent Arınç’a karşılık ise MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın’dan geldi. Yalçın, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Arınç’a yüklendi.
Semih Yalçın, Arınç için şunları söyledi:
1-Yıllar sonra genetik kodlarına yenilerek aslına rücu etmeye başlayan B. Arınç, ulusal kıymetlerimizin düşmanlarıyla birebir sahnede rol almak için politik reveranslara koyuldu. O denli ki inandığı bütün kıymetleri çiğneyerek hâlâ Cumhur İttifakı ve MHP aleyhine açıklama yapıyor.
2-Bakmayın siz onun ‘şartlı tahliye sistemine istediklerini koydular, istemediklerini terörist ilan ettiler’ demesine ve haddi olmadığı halde burnunu soktuğu partimizin ihraç kararı aldığı bir milletvekilimizle ilgili sandık üzerinden tehdit içeren değerlendirmelerine…
3-Arınç’ın sıkıntısı; kimin haklı ya da haksız olduğu, tartışmalardan kimin kârlı çıkacağı değil, kendisinin ne elde edeceği…
4-Arınç zillet ittifakı aktörlerine dayanışma bildirisi yollarken aslında kendi hesabına nabız yoklaması yapıyor. “Olur da adam bulamazlarsa beni cumhurbaşkanı adayı yaparlar.” diye…
5-Poker hızın ve zoraki soğukkanlılığın gerisine büyük bir siyasi ihtiras gizleyen Arınç, kendisini Cumhurbaşkanlığına potansiyel aday ve alternatif görüyor olmalı! Temelinde Zillet İttifakına hoş görünmesine gerek yok. Desteklediği KHK’lılardan yüz bin imzayı toplayabilir.
6-Bülent Arınç’ı yiyip bitiren vahim ikilem, bilinçaltına yerleşmiş Sayın Erdoğan hasedi ve kıskançlığının tetiklediği Othello sendromu ile Ak Parti saflarında verdiği hizmetler ortasındaki gelgitler…
7-Arınç, kendisini Ak Partiden uzaklaştıran bu sırrı artık daha fazla taşıyamadı ve genetik kodlarına yerleşmiş malum hassasının da sevkiyle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı karşısı cepheye yanaşmaya başladı.
8-Her hâl ve hareketi; Arınç’ın bir türlü yenemediği rekabet hissini, siyasi hırslarını ve muhafazakârlık makyajıyla süslenmiş şişkin egosunu ele veriyor.
Zillet ittifakı Cumhurbaşkanlığı adayını açıklamakta geciktikçe de işin cazibesi Bülent Arınç’ın cerbezesini kamçılıyor.
9(son)-Hakikatte ise o; konuştukça batıyor, milletin gözünde tamamen bitiyor.
Arınç’a Hazreti Ali’nin bir kelamını hatırlatalım: “Susmak vakardır.” Bizden bir de Türk atasözü hatırlatması: “Söz gümüş ise sükût altındır.”
