Özellikle son vakitlerde tüm Dünya’da sıcaklıklar neredeyse inanılmaz düzeyde arttı. Ayrıyeten, büyük bir mucize ile karşılaşmazsak, yazların giderek daha sıcak hale gelmesi, suyun daha da azalması ve insanların kendilerini daha da güç bir durumda bulması bekleniyor.
İklim krizi devam ederken, sıcak hava dalgalarının ve gibisi olayların daha da güçlü, daha da sık ve daha da uzun vadeli olacağı kestirim ediliyor. Önümüzdeki yıllarda havaların nasıl olacağını hayal etmek güç olabilir fakat 2019 yılında PLOS ONE üzerinde yayınlanan bir çalışma, bu mevzuda yardımcı olabilir. Araştırmada belirtilene nazaran 2050 yılına kadar Londra, günümüzdeki Barselona üzere bir havaya sahip olacak; Seattle, günümüzdeki San Francisco’ya benzeyecek ve İsveç’in başşehri Stockholm, günümüzdeki merkez Avrupa kenti Budapeşte’ye benzeye bir havaya sahip olacak.
Ayrıca tek sıkıntımız sıcaklık olmayacak. Sıcak havanın su buharı tutma yeteneği daha fazla olduğu için, nemli sıcak hava dalgalarının sayısının da artması bekleniyor ve bunlar, bilim insanlarını insan sıhhati açısından endişelendiren sıcak hava dalgası cinsini oluşturuyor.
Aşırı sıcaklarda vücudumuzda neler oluyor?
İnsan bedeni, sıcaklıkla başa çıkmak ve çok ısınmasını engellemek için pek çok farklı sisteme sahip. Lakin bu sıcaklıklara uzun bir müddet maruz kaldığında, kaybettiği birinci özellik terleme yeteneği oluyor. Ter hava ile kuruduğunda insan bedeni üzerinde serinletici bir tesir oluşturuyor. İnsan bedeni terlemeyi durdurduğunda, çok kısa bir müddette güneş çarpmasından ısı inmesine dönüşebiliyor. Bedeniniz daha fazla ısınıyor ve bu da bir mühlet sonra beyin de dahil olmak üzere hudut sisteminiz etkilenmeye başlıyor. Bu noktada baş karışıklıkları ve hatta şuur kaybı gerçekleşebiliyor.
Ancak çok ısıya maruz kalmanın gözle görülemeyen tesirleri de var. Bunların ortasında böbrek sıkıntıları, cilt enfeksiyonları ve hatta erken doğum üzere pek çok farklı sorun bulunuyor. Ayrıyeten pek çok zihinsel sıhhat sorunu ve hatta iş kazalarında risk artışı da sıcak günlerle ilişkilendiriliyor. Tahminen de daha değerlisi, araştırmalara nazaran yalnızca çok sıcaklıklar risk oluşturmuyor ve yalnızca olağandan sıcak günler bile bilhassa makul kümeler için riskleri arttırabiliyor.
Aşırı ve çok sıcak: Pekala fakat ne kadar sıcak?
Tabii ki buradaki en değerli soru, sıcaklıklar ne vakit çok sıcak oluyor? Herkesin sıcaklık hakkında farklı fikirleri var ve çok geniş bir aralık beşerler tarafından sıcak olarak tanımlanabiliyor.
2010 yılında, 35 santigrat dereceye kadar insan bedeninin kendi ısısını düzenleyebildiği iddia ediliyordu. Fakat daha sonra Penn State araştırmacıları bu teoriyi test ettiklerinde, “sıcak, nemli koşullarda” yaklaşık 31 derecede bedenin ısı düzenleme yeteneğini kaybettiğini buldular.
Vücudumuzun ısı düzenleme için kullandığı en temel sistem, beden ısısını merkezden dış hava ile temas eden kısımlara gerçek taşıyarak ortam sıcaklığı ile soğuyabilmemizi sağlamak. Lakin nemli bir ortamda, bedenimizden terin uzaklaştırılması çok daha sıkıntı oluyor ve bu da ne kadar su yahut gölge alırsa alsın, soğumasını zorlaştırıyor. Nemli sıcak hava dalgalarının en büyük tehlikesi de bu tehlikeli birleşime sahip olmaları.
Neyse ki 31 derece ve 35 derece üzere sıcaklıklar hala görece olarak ender ve uzun mühlet boyunca yaşanmıyor. Fakat iklim değişikliği ile birlikte, giderek daha fazla bölgenin daha sık bir biçimde bu sıcaklıkları yaşayacağı iddia ediliyor.
