2011 yılında global bir petrol devinin idare konseyi toplantısı İstanbul’da yapılacaktı. Daha sonra Başbakan Erdoğan ile görüşecek olan idare konseyi lideri Türkiye’de yapacakları yeni yatırımların muştusunu verecekti.
Petrol şirketine ilişkin özel uçakların kimileri Avrupa’daki tıpkı havalimanından kalkmalarına karşın birer ikişer saatlik ortalarla Atatürk yahut Sabiha Gökçen havalimanlarına iniş yapıyor ve yolcular özel uçaklar için kullanılan gümrük kapısını kullanarak ülkeye giriş yapıyordu. Kimi idare heyeti üyeleri ise tarifeli seferleri kullanarak geliyordu.
KRİTİK İŞÇİ BİREBİR ARAÇTA BİRLİKTE SEYAHAT ETMEZ
Yönetim şurasının transferinden sorumlu olan işçi kendi ortasında, tıpkı havalimanından kalkan bu kadar farklı özel uçak ile uçmanın israf olduğunu konuşuyordu. Hepsinin tek uçakla gelmesi onların da işlerini kolaylaştıracaktı. Kimin hangi havalimanına saat kaçta ineceğini takip etmek hem transfer hem de güvenlik takımını yormuştu. Hepsi içten içe mırıldanıyordu.
Oysaki bu bir kibir yahut israf değil, tersine yazılı olmayan lakin sıkı sıkıya uyulması gereken bir güvenlik kuralıdır: Kritik işçi, bir olay sonrasında bir kurumun işleyişine ziyan verecek yahut büsbütün durduracak biçimde birebir araç içinde birlikte seyahat edemez!
CHP’LİLERİN KARŞI KARŞIYA KALDIĞI RİSKLER
2010 yılında Katin Katliamı kurbanlarını anmak üzere Smolensk’e inmek üzereyken yaşanan uçak kazası hafızalarımızda hala tazeliğini koruyor. Kazada Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski ve eşi ile ortalarında birçok üst seviye hükümet üyesi, bürokrat ve askeri yetkililer olmak üzere 96 kritik işçi hayatını kaybetmişti.
Başlarında Genel Lider Kemal Kılıçdaroğlu olduğu halde 120 CHP milletvekilinin birebir uçağa binerek seyahat etmesinin sakıncalarını ise şu formda sıralayabiliriz:
1- UÇAK KAZASI: En inançlı taşıtların ortasında sayılmalarına karşın uçak kazası ihtimali bir seyahat esnasında göz önüne alınması gereken risklerdendir.
2- SABOTAJ: Seçim arifesinde CHP milletvekillerinin tamamına yakınının birebir uçakla seyahat edeceği istihbaratını alan makûs niyetli tarafların uçağa bir sabotaj yahut atak planlama ihtimallerini de asla yabana atmamak gerekir.
3- TBMM’NİN DURUMU: Allah korusun ( ki burada iş biraz da O’na bırakılmış), üstte saydığımız olaylardan birisinin gerçekleşmesi halinde TBMM’deki 120 milletvekilinin bir anda yok olmasının gelecek seçimler ve Türk demokrasisi için ne üzere sonuçlar doğurabileceğini hiç düşündük mü? CHP’nin tüm kurumsal hafızası silineceği üzere ülke siyaseti de alt üst olacaktır.
Japonya eski Başbakanı Şinzo Abe’nin seçim öncesinde uğradığı suikastin Japonya için ortaya çıkan ve çıkacak olan siyasi sonuçları bu hususta bize biraz fikir verebilir.
Türk siyasetinin kaçınılmaz kuralı olarak, bu yazımı okuduktan sonra CHP yöneticilerinin sorumsuzca davrandığını tez edenler olacaktır. Ben bu görüşe katılmıyorum. Zira hislerin ön planda yaşandığı ülkelerde genelde güvenlik takımlarının tavsiye ve planlamaları pek dikkate alınmaz. Siyasi yahut popülist bir kazanım bazen güvenliğin önüne geçebilir. Fakat ben yeniden de bu anlayışın hemen değişmesi gerektiğine inanıyorum.
Şunu da unutmamak gerekir ki Maslow’un muhtaçlıklar piramidinde güvenlik; yeme, içme ve çoğalma üzere fizyolojik gereksinimlerden çabucak sonra gelir.
Güvende olamazsak, hiçbir gereksinimimizi olağan olarak karşılayamayız.
NE YAPILMALI
1- Güvenlik önemsenmeli: Bir kez kamu vazifesi yapanlar güvenliğin yalnızca kendileri için değil, işgal ettikleri makam ve mevkiler için de bir gereklilik olduğunu kabullenmelidirler. Bir hükümet üyesinin kırmızı ışıklarda durmak istemesi halka tanınan ve sempatik gelebilir ancak güvenlik ünitesi bunu uygun görmüyorsa, asla yapılmamalıdır.
2- Seyahat ve aktiflik planlaması güvenlikle birlikte yapılmalı: VIP ler, CIP’ler ile bir kurumun kritik işçisinin seyahat planlamasında kesinlikle güvenlik grubunun görüşleri alınmalı, tavsiyelerine uyulmalıdır. Bir güvenlik ve acil durum planı her vakit el altında bulundurulmalıdır. Birebir şeyler katılınacak olan etkinlikler için de geçerlidir.
3- Kümeler halinde seyahat edilmeli: Bu türlü toplu seyahatlerde bireyler misyonlarına nazaran ayrıştırılarak, birlikte seyahat edecekleri araçlara o formda yerleştirilmelidir. CHP milletvekillerinin en az 4 yahut 5 farklı uçuş yahut kimilerinin da karayolu ile seyahat etmeleri daha inançlı olurdu.
4- Kurumsal güvenlik yapılanması oluşturulmalı: Kamunun genel korucuyu uygulamalarının yanında her kurumun kendine özel güvenlik risklerini bertaraf etmek üzere kendine özel bir güvenlik yapılanması olmalıdır.
Feramuz Erdin
