Sözcü gazetesi Deniz Zeyrek, müsilajı temizleme mazeretiyle hükümetin İBB’nin yetki alanını daraltarak kıyılarda kontrolü İBB’nin elinden aldığını yazdı.
Bugünkü yazısında, “İstanbul Büyükşehir, kıyı ilçeleri ve Adalar Belediyesi’nin her türlü aktifliğini denetleme ve engelleme için kullanmaya başladı” sözlerini kullanan Zeyrek, “Örneğin, Bakanlık 28 Haziran 2022 tarihinde İBB’ye gönderdiği yazıyla Özel Çevre Muhafaza Bölgesi sonu içinde bugüne dek yapılmış ve yapılacak tüm tahsisleri, kiralamaları, kullanım müsaadeleri, işgaliye ve ecrimisille ilgili iş ve işlemlerde İBB’yi yetkisiz kıldı” tabirlerini kullandı.
Deniz Zeyrek yazısında özetle şunları aktardı:
Durum bu türlü olunca, mahallî idarelerin iş ve süreçleri bakanlığa takılmaya başlamış.
Örneğin Avcılar ilçesinde bir lunaparkın yıkımı, şimdi bakanlıkta kıymetlendirme yapılmadığı ve onay verilmediği için gerçekleştirilememiş. Belediye, etraf muhafaza bölgesi düzenlemesi nedeniyle oluşan yetki tartışması nedeniyle yargıya başvurma hakkını dahi kullanamamış.
Tarabya’da kazıklı yolda oluşan çökme, yeniden bakanlığın kıymetlendirme ve onay yazısı gelmediği için onarılamamış.
Diğer taraftan, Üsküdar kıyısındaki sahil yolu ve tramvay çalışmaları da bakanlığın kıymetlendirme ve onayına takılmış vaziyette.
Bu örnekleri daha da artırmak mümkün. İBB’nin Haliç ve Boğaziçi kıyılarında yürüttüğü hizmetler ve kontroller durmuş vaziyette. İBB zabıtası kıyılara kontrolsüz ve kuralsız bağlanan teknelere müdahale ettiğinde “burası İBB’nin değil bakanlığın kontrolünde” diye özetlenebilecek bir dirençle karşılaşıyor.
★★★
İBB ilgili düzenlemenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’a başvurmuş ve dava açılmış.
Dava hala sürüyor. Lakin yargı kararı çıkana dek İstanbul’daki muhalif belediyelere yönelik engelleme/bekletme uygulamaları da yetki karmaşası da devam ediyor/edecek.
Bir nevi “Özel Etraf Müdafaa Bölgesi” düzenlemesinin emeli dışında kullanılıyor.
İktidar bu uygulamasıyla İstanbul’u kaybetmenin acısını hala yaşadığını, İstanbul’un yeni lokal yöneticilerini çalışamaz hale getirmek istediğini gösteriyor.
Görünürde CHP’li belediye liderleri cezalandırılıyor olsa da aslında yapılanların maksadı ve mağduru direkt İstanbul halkıdır. İstanbul halkının alacağı hizmeti engelleyen iktidarın unuttuğu bir şey var:
Halk, kendisini maksat alan aksilikleri daima not eder ve günü geldiğinde, sandık kurulduğunda sorumlulardan hesap sorar.
2023’te seçim var ve o seçimde de hesap sorma durumu değişmeyecek!
