İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından eski yerinde tekrar inşa edilen, haziresi ve bahçesinde bulunan toplam 118 mezarın da onarımı tamamlanan Haydarhane Camii’ni hizmete açtı. Cuma namazını burada kılan İmamoğlu, “Bu kıymetlerini ortaya çıkardıkça İstanbul’un bence hakkını vermiş olacağız. Mirasını, hazinelerini korumuş olacağız ve geleceğe sunmuş olacağız. Bu hizmetimiz İstanbul’umuza, Fatih’e iyi olsun” dedi.
İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında Fatih Sultan Mehmet’in alemdarlarından Ali Haydar Dede tarafından Sultan II. Bayezid Han döneminde mescit olarak inşa ettirilen Haydarhane Camii’ni eski yerinde tekrar inşa etti. Haziresi ve bahçesinde bulunan toplam 118 mezarın onarımıyla bir yıl içinde imali tamamlanan ve cemaatine kavuşan 6 asırlık mescitte birinci cuma namazı kılındı.
ALİ HAYDAR DEDE’NİN TORUNLARIYLA BİR ORTAYA GELDİ
Cuma namazını Fatih İskenderpaşa Mahallesi’ndeki tarihi mescitte kılan İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, sonrasında Ali Haydar Dede’nin günümüzde yaşayan torunlarından Aysel Polatcan ve ailesiyle bir ortaya geldi. Bu cins alanların İstanbul’un hazinesi ve maneviyatı olduğunu belirten İmamoğlu, “Hanımefendi, buradaki ailenin bugünkü temsilcisi. Aslında tesadüf, bugün karşılaştık. Çocuklarının da benim geçmişte yakından tanıdığım beşerler çıkması, o da başka bir tesadüf. Bugün bir hizmeti burada bizim gerçekleştirmiş olmamız, farklı bir tesadüf. Tekraren da niyet etmiş, ‘Arayıp söyleyeyim bunu’ derken… Tahminen de söyledi, biz duyduk, arkadaşlarımız duydu” dedi.
Bu kelamlar üzerine ortaya giren Polatcan, İmamoğlu’na, “Söylemedim, siz beni duydunuz” diye karşılık verdi. İmamoğlu’nun Polatcan’ın kelamlarına karşılığı ise “Hayır efendim, siz içinizden söylediniz, biz de duyduk; ne güzel” oldu.
Ekrem İmamoğlu, Haydarhane Camii’nin açılışını yaptıktan sonra da şunları söyledi:
“İSTANBUL’UN BU PAHALARINI ORTAYA ÇIKARDIKÇA İSTANBUL’UN BENCE HAKKINI VERMİŞ OLACAĞIZ: Burası, İstanbul’un hazinesi, birinci kıymetli tekkelerinden biri. Bu bölgede hem camiyi ibadete açmanın hem de yeni çıkan izleriyle buranın, tekkenin aşikâr bir kısmı ve bu alanın da tamamlanacak olmasıyla aslında tarihi bir süreci İstanbullulara kazandırmış olacağız. Büyük bir kısmını kazandırdık esasen. Alışılmış burada tıpkı vakitte kaybolmuş 100’e yakın da mezarı gün yüzüne çıkarttık. Hepsi kayıtlı ve hepsi pahalı. Kitabesi var tıpkı vakitte, kayıtlı hale getirdik. Kıymetli bir iş. Bunlar, tarihin katmanları. Biraz evvel, karşıda arkeopark diye hizmete hazırladığımız alanı gezdim. Ki orası da eylül ayı içerisinde vatandaşlarımızın gezmesine sunulacak. Hem arkeolojik hafriyatın hem oradaki çalışmalarla ilgili bilgiyi de paylaşıyor olacağız. İstanbul’un bu bedellerini ortaya çıkardıkça İstanbul’un bence hakkını vermiş olacağız. Mirasını, hazinelerini korumuş olacağız ve geleceğe sunmuş olacağız.
İSTANBUL’UN NE KADAR DOYUMSUZ BİR DÜNYA BAŞŞEHRİ OLDUĞUNU GÖRSÜNLER: Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Beni çok sevindiriyor bu tıp alanların ortaya çıkması. Hani gönül ferahlığı, vicdanen bir huzuru yaşamış oluyorum bu kadim kentin, binlerce yıllık tarihi olan kentimizin belediye lideri olarak. Bu mirası müdafaaya, kentin hazinelerini gün yüzüne çıkarıp bugünkü dünyayla, beşerlerle buluşturmaya devam edeceğiz. Ki böylelikle kentimizin de konukları, turistleri daha da artsın, daha da fazla gün kalsınlar. İstanbul’un ne kadar doyumsuz bir dünya başşehri olduğunu görsünler. Bu hizmetimiz İstanbul’umuza, Fatih’e güzel olsun.”
15. YÜZYILDA YAPILDI, 1970’LERDE İZİ SİLİNDİ
Saraçhane’de, Horhor Caddesi ile Kavalalı Sokağı’nın kesiştiği köşede, tarihi kaynaklarda “Kırma Tulumba” olarak geçen sokağın kavşağında konumlanan yapının, 15. yüzyılda “Haydar Dede”, “Alemdar Ali Haydar Dede”, “Haydârî Ali Dede” isimleriyle de anılan Pir Ali Haydarî tarafından mescit-tekke olarak yaptırıldığı yazılı kaynaklarda aktarılıyor. Tekkesi ve haziresiyle birlikte periyodunun en değerli şahitlerinden biri olan yapı, yüzyılları geride bırakan derin hafızası ve toplumsal hayata tesiriyle ülkenin kültür tarihi içinde de özel bir yere sahip. 20. yüzyıla yaklaşırken ünitelerini kaybetmeye başlayan ve yok olma noktasına gelen Haydarhane Camii’nin son izleri 1970’lerde silinmişti.
İşte o fotoğraflar:
