İki kardeş evvelki gün Antalya’da yaşayan Adile Şener’in yanına gitmek üzere otomobille yola çıktı. His Nebioğlu, kardeşiyle çektirdikleri fotoğrafı toplumsal medya sayfasında “Adile annemizi görmeye gidiyoruz” notuyla paylaştı.
Duygu Nebioğlu, yaşadıklarını ‘Neler Oluyor Hayatta’ programında anlatmıştı:
ANNEM GEBEYKEN YİYECEK BULAMAMIŞ
Ben 30 Mayıs 1988 yılında Antalya Devlet Hastanesi’nde Suphiye Orhancı tarafından dünyaya getirildim.
Biyolojik annem çok zorluklar çekmiş bir insan. Konuştuğumuzda bana ‘Size gebeyken yiyecek bir şey bulamıyordum. Komşularım getirirdi’ dedi. 4 aylıkken gebe olduğunu öğrenmiş…
Metin Akpınar, Suphiye Orhancı’nın gebe olduğunu katiyen biliyordu. O periyoda tanıklık eden gazeteci var. Bize şahitlik de yapacak.
Annem Metin Akpınar ile konuşmaya gittiğinde o denli bir korkutulmuş ki bugün bile konuşmaya korkuyor.
ÇOCUK ESİRGEME KURUMDA KALDIK
Nebioğlu Ailesi 1994 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan bizi kurtarıyor. Bu beşerler bize evlatlık olduğumuzu unutturdular. Fevkalade baktılar. 10 yaşımızdayken de tabip denetiminde evlatlık olduğumuzu, ailemizin trafik kazasında vefat ettiğini söylediler.
Anlatılanlardan sonra çocukluğumu hatırlamaya başladım. Çok karanlık, güneşsiz odalarda kaldık. Küçük bir pencereden, insanların ayaklarını görüyordum.
Anne ve babamın trafik kazansında öldüğüne inanmadım. Çok çok isterdim Nebioğlu’nun gerçek ailem olmasını.
BABAMIN KİMLİĞİNİ DAYIM SÖYLEDİ
Gerçek ailemi 18 yaşıma geldiğimde öğrendim. Gidip Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan soy kütüğümü aldım. O denli bir hakkım var. Dayımı buldum, görüşmeye başladım. Öz dayımla, Cumhur Orhancı!
Metin Akpınar’ın gerçek babam olduğunu şöyle öğrendim; Dayım, bana ‘senin baban bir komedyen’ dedi. Ben de ‘Metin Akpınar mı?’ dedim. ‘Sen bunu nasıl biliyorsun’ diye sordu.
Ben de;Kardeşimle ortamızda uzunluk farkı var birbirimize ‘Metin ile Akıllı’ diye takılırız o yüzden aklıma direk Metin Akpınar geldi karşılığını verdim.
Sonra Metin Akpınar’a ulaşmaya çalıştım. Beş yıl boyunca kendisine ulaşamadım. Müdafaası beni Metin Akpınar’a yaklaştırmadı.
TANIŞMAK İÇİN GİTTİM, O BENDEN KAÇTI
TRT’de bir programı vardı. Bir arkadaşım vesilesiyle programı izlemeye gittim. ‘Babamla tanışırım’ diye düşünüyordum.
Kendisi beni gördü ‘hanımefendi yüzünüz neden asık’ diye sordu. Ben de kendisine ‘neden hızım asıktı acaba’ dedim.
İlk sefer yüz yüze geldik. Kendisi benim kızı olduğumu biliyordu ancak yansıtmamaya çalıştı. Benimle bir fotoğraf çektirdi ve gitti.
O gün çok üzüldüm, yıkıldım. Program boyunca beni izledin, bunu gördüm. Ancak kendisi gelip beni dinlemedi.
Saatlerce orada Metin Akpınar’ı bekledim, kimse gelmedi. Bu görüşmenin akabinde 5 yıl boyunca bir ortaya gelmedik. Şimdi 21 yaşındaydım.
14 YIL BOYUNCA BENİ OYALADI
Bu olaydan sonra inat ettim. Bu sefer vaatler devri başladı. Bir strateji uyguladı. 14 yıl boyunca sürdü bu taktik. En sonun ben kendilerini mahkemeye vereceğimi söyledim. Onun üzerine bir görüşme ayarlandı.
Antalya’da bir otelde 12 saat boyunca karşılıklı konuştuk. Ben öykümü anlattım.
Bir yandan da bana ‘karım bunu öğrenirse size zırnık koklatmaz’ diyordu.
Ben kendisinden ne maddi, ne de manevi takviye görmedim. Verdiği parayla yalnızca hayvanları besleye biliyorum. Kendim için hiçbir şey almadım.
Bana otomobil mı aldı, mesken mi aldı? Son birkaç yıldır, ödeme yapılıyor. O da kendisi için bir akşam yemeği kadar para.
KENDİSİ YANIMIZDA OLMADI
Yaptığı açıklamada ‘bunları yaşadığınız için çok üzgünüm’ dedi ancak o biçimde davranmadı. Yalnızca telaffuzda kaldı. Biz kardeşimle çok zorluklar yaşadık. Ben çok güç ameliyatlar geçirdim, kendisi beni bir sefer bile aramadı.
Bizi bildiğini en başından beri inkar ediyor Metin Akpınar, ‘bilmiyordum’ diyor. Kendini savunmak için inkar ediyor.
Metin Akpınar ile Suphiye Orhancı ortasında yaşananlara bir günlük kıssa denilmiş, o denli değil.
ANNEM HER ŞEYİ ANLATTI
Annemin anlattığı; ‘Ben karşıdan karşıya geçiyordum, bir kaza geçirdim. Metin Akpınar da oradaydı. Alıp hastaneye götürdü ve bir tanışma süreci yaşandı’ biçiminde. Ortada bir bağ var fakat bir günlük bir şeymiş üzere algı yaratıldı.
Çünkü kendisi inkar üzerine bir savunma yapıyor. Babam benden bugüne kadar özür dilemediği için davayı açtım.
Kendi eşini korurken bizi korumuyorsun. Bu sürecin başına geleceğini biliyordu, her şeyden haberi vardı. Çok hoş oyunculuk yaptı.
Eşiyle de muhatap oldum. Birkaç saat görüştük, birinci başta çok âlâ davrandı. Sonra çok ancak çok makûs davrandı.
‘Gel bakalım sen, neden Metin Abi’nin üzerinden prim yapıyorsun. Git ananın yanına’ diye reaksiyon gösterdi.
DNA TESTİ YAPTIRDI
Ben üç kere DNA testi yaptırdım. Üçünü de kabul etmediler.
Bir defasında kendisi saç telimi kopartıp aldı. DNA testi yaptırdı. Sonra sonucun akabinde tekrar inkar etti.
‘DNA testi yaptırmadım, palavra söylemem’ dedi. Ben de test yaptırdım %99.9 kızı çıktım.
Kesinlikle Akpınar soyadını taşımayacağım, benim soyadım ‘Nebioğlu’dur. Yalancı insanların soyadını alamam.
O BAKICI BULUNDU!
Duygu Nebioğlu’nun canlı yayında ‘Umarım hayattadır’ dediği bakıcı bulundu. Nebioğlu, haberi toplumsal medya hesabından duyurdu:
“Kanal D’nin yaptığı paylaşımdan sonra köyün muhtarı bize ulaştı. Adile Şener hayatta ve biraz evvel konuştum. Kendisine vefa borcunu ödeyeceğim için çok memnunum. Kalbimdeki derin yaralare biraz olsun kapanıyor. Bizler üzere kıssası olanlar ve şimdi sonuç alamayanlar asla pes etmeyin!’
İkizi ile birlikte bakıcılarının kucağındaki fotoğrafını paylaşayn His Nebioğlu, altına “Yaa sen nasıl bir bayansın Adile teyzem. Bana bebekliğimi gösteren, neler olduğunu anlatan, 35 yıldır fotoğraflarımızı saklayan kadın” notunu düştü.
