HDP ve Öcalancılar ortasında yine açılım isteyenler mevcut. Eski Öcalancılar içinde bunu isteyenlerden birisi de Haydar Ergül. Ergül, tıpkı vakitte PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın davetiyle 29 Ekim 1999 tarihinde Avrupa’dan Türkiye’ye gelen 8 kişilik Barış Kümesi’nde bulunan bir isimdi. Haydar Ergül üzere eski PKK’lılar yine Abdullah Öcalan’ı açılım için muhatap göstermeye başladı. Bu şahıslar “Türkiye’nin demokratik, özgür bir ülke olması ve barış içinde yaşaması, Kürtlerle varılacak bir müzakere ve uzlaşıyla imkanlıdır.” diyor. Ergül, PKK’nın Avrupa’daki yapılanmalarından bir kliği temsil ediyor. Pekala Ergül dışında HDP’li yetkililer tahlil sürecinin yine başlaması konusunda neler düşünüyor?
ERGÜL: ÖZERKLİK İSTİYORUZ
Öcalan’ın isteği üzerine terör örgütü 10’ar kişilik üç kümesi Türkiye’ye yolladı. 1999’da da iki küme PKK’lı teslim olmuştu. Öcalan, Kenya’dan Türkiye’ye getirildikten sonra 2 Ağustos 1999 tarihinde yaptığı bir davet ile PKK’ya “sınır dışına” çıkma davetinde bulunmuştu. Öcalan, birebir günlerde “Demokratik cumhuriyete dayanak ve düzgün niyet adımı” olarak, bir küme PKK’lının Türkiye’ye gelmesini istemişti. Bunun üzerine “2. Barış ve Demokratik Tahlil Kümesi adı” altında Haydar Ergül, Ali Şükran Aktaş, Aygül Bidav, İmam Canpolat, Yusuf Kıyak, Aysel Doğan, Hacı Çelik ve Dilek Kurt 29 Ekim 1999 tarihinde Avusturya’nın başşehri Viyana’dan havayoluyla Türkiye’ye gelmişti. Haydar Ergül Demokratik Modernite isimli mecmuada makaleler yazdı. Haydar Ergül sosyalist siyasi kimliği ile bilinen bir şahıs. Ona nazaran Kürt halkı inkârcı siyasetleri aşmış ve imha çemberinden geçmiştir. Ulus devletlerin çözülüşe geçtiğini ve ulus sorunun daha da çözümsüzlüğe gittiğini söz etmiştir. İlgili şahısın Kürt problemindeki temel paradigması Demokratik özerliktir. Tahlil süreci lakin Türkiye devleti, örgütün birtakım kuralları kabul etmesiyle başlayabilir.
İMRALI TUTANAKLARINDA ÖCALAN: HDP’Yİ ELEŞTİRİYORUM
Abdullah Öcalan’ın tahlil sürecinde de KCK ve HDP ile görüş ayrılıkları olduğu bilinmektedir. Yanına gelenleri de sert halde azarlıyor. Tahlil sürecinin devamından yana tutum sergiliyor lakin daima ne PKK’nın ne de HDP’lilerin kendisini anlayamadığından yakınıyor. Tutanaklarda Abdullah Öcalan şunları tabir ediyor:
Öcalan: “KCK’yi ve BDP (HDP’nin Eski adı)’yi sert eleştiriyorum. Hazırlıklı değilsen, her şeyi devletten beklersen (her şeyi kocasından bekleyen bayan gibi), ben ne büyük çatışma yap ne de büyük barış yap derim. Ben dört beş yıl evvel başladım, elimden geleni yaptım. Lakin artık bir şey diyemiyorum. İstedikleri kararları alırlar. Paralel devlet iki tarafı da kışkırtacak, Daha evvel de yaptı. KCK hakikat savaşabilir mi, bu hususta kaygılıyım. En doruktaki karakola Donkişot’un yel değirmenine saldırması üzere saldırırlarsa bu halk savaşı olmaz, bu türlü olmaz, provokasyondur. Gerçek savaşmak gerekir. Lakin ben PKK savaşından kaçınıyorum. Ben paralel devletin savaşını önlemek istiyorum. Vekalet savaşını bize dayatıyorlar.”
TEMELLİ: MUHATAP İMRALI
Sezai Temelli tahlil sürecinin yine başlaması ile ilgili muhatap olarak İmralı’yı gösterdi. HDP’libazı yetkililer Temelli’yi Kürt sorunun tahlilinde muhatap olarak İmralı’yı göstermesini eleştirdi. HDP’liler “Son derece sorumsuz bir açıklama” tabirini kullandı. Zira HDP bu mevzuda partinin muhatap alınması gerektiğini savunuyor. Bu yansılar üzerine Temelli Kürt meselesiyle ilgili sözlerinin kendi görüşü olduğunu, partiyle alakalı olmadığını söyledi. Fakat HDP’liler tekrar de devletin Öcalan’ın görüşüne başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Tartışma, HDP içinden de farklı görüşlerin gelmesine yol açtı. Silivri Cezaevi’nde tutuklu yargılanan eski HDP eş lideri Selahattin Demirtaşbu tartışmalara öbür bir boyut getirdi.
DEMİRTAŞ: TAHLİL TBMM’DİR
Demirtaş, Twitter hesabından “Benim bildiğim HDP, Kürt sorunu dâhil olmak üzere, Türkiye’nin tüm problemlerinin tahliline taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Tahlilin adresi de doğal olarak TBMM’dir.” açıklaması yaptı. Devam Tweet’inde ise İmralı ismini vermeden “Tabii ki HDP, Kürt probleminin tahlilinde tüm tarafların ve her bölümün, açık ve şeffaf iştirakini, muhataplığını bilecek siyasi birikime ve tecrübeye sahiptir.” sözlerini kullandı. Demirtaş’ın akabinde HDP’nin şu anki eş lideri ve Mardin milletvekili Mithat Sancar da, Mezopotamya Ajansı’na mevzuyla ilgili yaptığı açıklamada birinci adres olarak Meclis’i gösterdi fakat “İmralı’nın da bu hususta rolü olacaktır” demişti.
DEMİRTAŞ: PARTİYİ PKK’YA DAYAMADIK
Ayrıca HDP eski Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, silah ve demokratik siyasetin bir ortada olmayacağını vurgularken; partisinin sırtını ne silaha, ne de PKK’ya dayadığını söyledi. Demirtaş yeni bir tahlil sürecinin başlatılması gerektiğini belirtti.”Devletin de siyaseti silahla baskı altına alma, güç altına alma siyasetini asla kabul etmiyoruz. PKK’nın de silahlı şiddet aksiyonlarını kabul etmiyoruz. Münasebetiyle bizi zorlayan şey, savaşın kendisidir. Yoksa biz; PKK, Ankara ve İmralı ortasında sıkışmış falan değiliz” dedi.
HDP: DOLMABAHÇE MUTABAKATINA DÖNÜLMELİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Konseyi, 28 Şubat 2015 tarihinde tarihe ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ olarak geçen mutabakata geri dönülmesi davetinde bulundu. HDP’den yapılan açıklamada Kürt probleminin tahlili için mutabakata geri dönülmesi gerektiği vurgulanarak, “Dolmabahçe Mutabakatı, Cumhuriyet tarihinde toplumsal barış ve demokratik müzakere kapılarını aralayan en kıymetli belgeydi” denildi. Mutabakatın açıklanmasını izleyen saatlerde devrin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tabii silahların bırakılması daveti bizler için çok çok kıymetli bir beklenti idi. Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir davettir. Ulusal birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan, artık de tahlil süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır” açıklamasında bulundu. Mutabakatta Kürt sorunun tahlili için çoğulcu demokrasiye vurgu vardı.
ÇÖZÜMÜN KAPISI İMRALI
HDP Eş Lideri Pervin Buldan Dolmabahçe Mutabakatına dönüş ile ilgili şunları söylemişti: “Bizler bu ülkeyi yöneteceğiz ve geliyoruz. Halklarımız demokrasi baharını kesinlikle yaşayacaktır. İmralı’nın kapısı kesinlikle demokratik tahlile açılacak. İdlib’den çıkışın tek yolu Dolmabahçe mutabakatına dönüştür.”
KATIRCIOĞLU: TAHLİL KONUSUNDA KONUŞURUZ
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu “AKP tahlil konusunda bir adım atmayı düşünürse doğal ki konuşuruz. Ben bunun yanlışsız olacağını düşünüyorum. Zira Kürt sorunu yalnızca Kürt sorunu değil. Türkiye’nin hem eksik demokrasisinin sorunu hem de ekonomik bir sorun” dedi. Katırcıoğlu ayrıyeten, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adım atması durumunda HDP’nin AK Parti ile uzlaşabileceğini söyledi. Katırcıoğlu’nun açıklamalarını destekleyen eski HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, “Erol Beyefendi, Kürtlerle tekrar bir tahlil yahut müzakere olacaksa muhatap kim olursa olsun HDP’nin onunla masaya oturması lazım diyor. Ona katılıyorum, ben de o denli düşünüyorum” dedi. K24’den Cesil İlhan mevzuya ait yaptığı röportajda MHP-AKP’nin HDP ile ya da Kürtlerle masaya oturabileceği ihtimali zayıf görünüyor.
BAYIK: EVVEL TAHLİL SONRA SİLAH BIRAKMA
Üç yıl evvel, PKK’nın çatı yapılanması KCK’nın Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesindeki makalesinde, “Şimdi Kürtlerle Türk devleti ortasında barış vakti. Bunu harcamayalım” tabirlerini kullanması da kamuoyunda yeni bir sürecin başlayacağı yorumlarına neden olmuştu. Eski Azadi Hareketi Genel Sekreteri, hukukçu Sıtkı Zilan, yeni bir sürecin başlayacağına inandığını belirterek, sürecin şeffaf bir formda yürütülmesi gerektiğini belirtti. AncakKCK Yürütme Kurulu Eş Lideri Bayık silah bırakmadan evvel hükümetin adım atması gerektiğini söyledi. Bayık şunları söyledi:
“Tüm dünyada bu cins problemler için şöyle bir tahlil gelişiyor. Evvel tahlil, daha sonra silah bırakılıyor. Bu kademeye gelmeden evvel ateşkesin ve eylemsizliğin oluşturulması gerekiyor. Zaten dokümanda de bu gösteriliyor. Bugüne kadar biz adım attık, lakin hükümet sorumluluklarını yerine getirmedi.”
Dr. Girayalp Karakuş
