Gazeteci ve televizyoncu Uğur Dündar Sözcü gazetesindeki bugünkü “Kangren” başlıklı yazısında bir periyodun en çok tanınan televizyon habercilerinden olan Korcan Karar’ın yaşadığı sıhhat sorunlarını anlattı.
Uğur Dündar yazısında bir yandan pandeminin yarattığı kapanma ve yalnızlık günleri, başka yandan da işsiz geçen yılların gerilimiyle Korcan Karar’ın şekerinin yükseldiğini, ayak parmağında kangren olduğunu ve kesilmek zorunda kaldığını açıkladı.
Korcan Karar’ın Televizyonculuk geçmişinin büyük başarılarla dolu olmasına, tertemiz bir sicile sahip bulunmasına rağmen, meslek prensiplerinden ödün vermediği için yıllardır işsiz olduğunu belirten Dündar, ünlü televizyoncunun yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Yaz kış yaşadığı Çeşme’deki meskeninde her sabah güya mesleğe yeni başlamış bir stajyerin heyecanıyla uyanıyor, gazeteleri satır satır okuyor, tüm zorluklara rağmen halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden özgür ve bağımsız haber kanallarındaki programları kaçırmıyor, günün birinde telefonunun çalıp, bir televizyon yetkilisinin “Korcan Beyefendi, sıkıntı günleri geride bıraktık. Sizin üzere unsurlu bir ustayla çalışmak istiyoruz. Görüşmemiz mümkün mü” diyeceği günün gelmesini bekliyor.
Bir yandan pandeminin yarattığı kapanma ve yalnızlık günleri, öteki yandan da işsiz geçen yılların gerilimiyle şekeri yükseliyor ve ayak parmağında kangren başlıyor.
Allah”tan atom karınca üzere çalışan Çeşme Belediye Lideri Ekrem Oran imdadına yetişip, çabucak İzmir’in en güzel hastanelerinden birine götürüyor.
Eğer Lider Oran biraz beklese ve her biri mesleğinin bedelli temsilcileri olan Prof. Dr. İhtilal Akseki (Ortopedi Uzmanı) Prof. Dr. Serhan Sakarya (Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı) Doç. Dr. Levent Küçük (Cerrah) ve Dr. Yılmaz Deniz”den (Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı) oluşan pahalı gruba teslim etmekte gecikse, büyük ihtimalle Korcan’ın ayağı, hatta bacağı bile kesilmiş ve hala hastanede yatıyor olacaktı.
Belediye başkanlığı insanların güzel ve berbat günlerinde yanlarında olmayı gerektiren büyük bir vazifedir.
Korcan da “Yaşadığım sürece Ekrem Beyefendiye müteşekkir kalacağım. Hayatımı o kurtardı. Hatta teşekkürle yetinmeyip, hislerimi CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yazacağım bir mektupla lisana getireceğim” diyor.
Tanıyan herkes Korcan’ı çok sever. Zira kimse için berbat kelam söylemeyen, dara düşen tüm arkadaşlarının yardımına koşan, kalbi uygunluk için çarpan, ancak unsurlarından ve onurundan asla ödün vermeyen bir kardeşimizdir. Onurdan kelam etmişken çabucak belirteyim. Yıllardır işsiz olduğunu bildiğim için hastane masraflarını paylaşmayı önerdiğimde “Ağabey, çok teşekkür ederim. Kıyıda köşede bu türlü günler için ayırdığım üç beş kuruşum var” dedi ve SGK’nın karşıladığı kısmın dışında kalan tüm hastane borcunu cebinden ödedi.
Riskli günler geride kaldı. Artık ayağındaki dikişlerinin alınmasını bekliyor. Şekeri de denetim altında olduğundan, bir Alaçatı kafesinde buluştuğumuzda garsonlara eskisi üzere ‘Bana Uğur ağabeyin ikramı olarak en kıymetlisinden bir kazandibi’ demiyor, şekersiz çayla yetiniyor!..”
