Saros kıyılarındaki kültürel miras tehdit altında. Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Yayla Köy kıyısındaki Bizans ve Ceneviz periyodundan kalma antik kale kalıntıları kurtarılmayı bekliyor.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine nazaran, yayla kıyı şeridinde lodosla birlikte yüzeye çıkan onlarca kalıntı ile Bizans ve Cenevizliler periyodundan kalma küpler parçalanıp, kırılmaya devam ederken, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısım Lideri Prof. Dr. Engin Beksaç, kalıntıların korunması için yetkililere davette bulundu.
ARKEOLOJİK HAZİNE
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısım Lideri Prof. Dr. Engin Beksaç, “Deniz, tarihi dokuyu sistemli biçimde yutmaya devam ederken, sesimizi duyuramıyoruz. Yalnızca Yayla kıyısı değil, Keşan bölgesi adeta arkeolojik hazine barındırıyor. Yayla Köyü etrafı, genel itibariyle Keşan’ın en kıymetli Ortaçağ yerleşmelerinden biri. Yapmış olduğumuz çalışmalarda biz çok geniş bir alana yayılan bir kentle karşılaştık lakin tarihi kalıntılar ve çabucak yüzeyin altındaki buluntular yazgısına terk edilmiş vaziyette” diye konuştu.
Prof. Beksaç, tespitlerini ise şöyle sıraladı:
DEFİNECİLER KIRIYOR
“Bölge Bizans devrinin ticaret merkezi. Küpler ve öbür kimi materyaller burada depolamanın yapıldığını gösteriyor. Şarap ve sabun üretiminde kullanılan yağ gibisi materyal üretilmiş. Defineciler ise Ortaçağ’da zeytinyağı, şarap ve sabun depolamada kullanılan küpleri altın bulacakları hayaliyle kırıyor. Kale kalıntıları Gattilusio ailesiyle irtibatlı olabilir. Keşan’da bir sürü tarihi kale ve arkeolojik alan var lakin hepsi makus durumda. Yıllardır rapor etmemize rağmen kültürel mirasımıza sahip çıkılmıyor. Yayla adeta katliam bölgesi haline geldi. Bölgenin iskana açılması da tam bir garabet.”
DALGALAR SU YÜZEYİNE ÇIKARIYOR
Yayla kıyılarında yüzeye çıkan kalıntıların son halini paylaşan Yayla Kıyısı Halk Meclisi üyesi Ahmet Dinçer de şunları söyledi:
“Kale Mevkii’ndeki Ceneviz ve Bizanslar’dan kalma kale kalıntıları uzun vakittir kurtarılmayı bekliyor. Bölgemize balıkçı barınağı yapıldıktan sonra, lodosla gelen dalga uzunluğu yükseldi. Dalgalar daima olarak kalıntıları, arkeolojik yapıtları gün yüzüne çıkarıyor. Toprağın bir karış altı tarihi mirasla dolu fakat sahip çıkılmıyor. Defineciler ve insan kaynaklı tahribatın da önüne geçilemiyor. Yayla Sahili’ni de kapsayan 20 dönümlük alan açık hava müzesi olacak bir potansiyel barındırıyor. Tarihi mirasımıza sahip çıkılsın istiyoruz.”
